Fallot Tetralojisi

İlk gelişmeye başlayan organlardan biri kalp olsa da bazı beklenmeyen durumlarda sıklıkla bebeklerin kalbinde farklı anomalilerle karşılaşılabilmektedir. Bu anomalilerin kimisi doğumdan hemen sonra fark edilirken kimisi belirli bir süre kendisini göstermeyebilir. Ancak her iki durumda da bebeğin tedavi edilmesi kaçınılmazdır. Doğum sırasında karşılaşılan anomaliliklerden en önemlilerinden biri de fallot tetralojisi olmaktadır.

Fallot Tetralojisi Nedir?

Fallot tetralojisinin kelime anlamı 4 (tetra) kelimesinden gelmektedir ve doğum anında fark edilen kalp ile ilgili dört farklı problemin bir arada bulunduğu çocuk kalp hastalığıdır. Bu problemler;

• Akciğer atardamarında bulunan (pulmoner arter) kapakta darlık,
• Bebeğin kalbindeki sağ ve sol karıncıklardaki açıklık,
• Aort damarının uygun yerde olmayıp sağ karıncığa ilerleyerek yer değiştirmesi,
• Sağ ventrikülün kalınlaşmasıdır.

Bu hastalık kimi bebeklerde anında görülebildiği gibi kimi bebeklerde de hastalığın etkisi yıllar sonra kendini gösterebilir. Genellikle bulgular bir yaşına kadar çıkmaktadır. Bu hastalıktaki en önemli bulgu ise morarmadır. Ayrıca bir yaşına doğru bebeğinizin parmak uçlarında kalınlaşma fark edilmesi de bulgulardan diğeridir.

Fallot Tetralojisi Nedenleri Nelerdir?

Fallot tetralojisi bebeğinin kalbinin geliştiği ana evre olan fetal gelişim sırasında meydana gelmektedir. Ancak bu hastalığın temel olarak neyden kaynaklandığı bilinmemektedir. Annenin hamilelik sırasında yetersiz ve dengesiz beslenmesi, viral hastalıklara yakalanması ya da genetik bozuklukların bu hastalığı tetiklediği bilinmektedir.

Fallot Tetralojisi Tanısı Nasıl Konur?

Bu hastalığın tanısı için birkaç farklı gözlemlenebilir durum bulunmaktadır. Bunlardan birincisi bebeğin doğumdan hemen sonra ya da birkaç ay içerisinde moraran dudaklarıdır. Gözle görülebilen bu morarma bebek ağladığı zamanlarda çok daha belirgin bir hale gelmektedir. Özellikle uykudan uyanınca ya da yoğun ağlama durumunda bebeğinizin kendi renginde koyulaşma ve kimi zamanlarda baygınlık olacak kadar derin şuur kayıplarına rastlanmaktadır. Yani morarma bu konuda çok önemlidir. Bebeğinizin böyle bir durumda olduğunu düşünüyorsanız vakit kaybetmeden bir çocuk kalp hastalıkları uzmanına bebeğinizi göstermelisiniz.

Tanı için doktora başvurmanız durumunda doktor bebeğinizin morarmasına ve kalbini dinleyerek üfürüm olup olmadığına bakar. Eğer bu iki durum da pozitif ise atakların engellenmesi için bebeğinizin durumuna göre ilaç başlanır. Eğer bebeğinizin hastalığı ilaçla engellenmeyecek kadar ise ameliyat gerçekleştirilir.

Bebeğinize tam bir tanı konulması için çocuk kardiyoloji uzmanının gerçekleştirdiği muayene ve ekokardiyografi sonuçlarının incelenmesi gerekir. Bunun ardından eğer çocuğunuzda hastalık ya da hastalığın riski varsa mutlaka 2- 3 ay arayla takip muayenesi gerçekleştirilmelidir.

Fallot Tetralojisi Tedavisinde Neler Yapılabilir?

Fallot tetralojisi tanısı gerçekleştirildiğinden itibaren çocuğunuzun sağlık durumuna göre ilaç ya da ameliyat tedavisi gerçekleştirilir. Ancak ameliyat tedavisinin gerçekleştirilmesi genellikle kaçınılmazdır. Bunun nedeni bu hastalığın ilaçlar ya da kendi halinde düzelmesinin mümkün olmamasıdır.

Tedavi için ameliyat gerçekleştirilmeden önce hastalara genellikle kalp katetrizasyonu uygulanmaktadır. Bu nedenle ülkemizde bu hastalığın ameliyatı tercihen 1 yaşından küçük çocuklara yapılmamaktadır. Eğer bebeğinizin gelişimi bir yaşından sonra da bu ameliyatın gerçekleştirilmesine zemin sağlayacak derecede değilse öncelikle destek ameliyatları gerçekleştirilir ve çocuğunuzun damarları güçlendirilir.

Fallot Tetralojisi Tedavisi Olan Kişiler Yaşamında Neye Dikkat Etmelidir?

Bebeğiniz bu ameliyatı gerçekleştirdi ve ameliyattan olumlu sonuç ile ayrıldıysa, çocuğunuzun ileriki yaşantısında bazı konularda dikkatli olması gerekmektedir. Sünnet, diş dolgusu, diş çekimi gibi işlemler öncesinde mutlaka kalbin iç tabakasının iltihaplanmasına karşı koruyucu antibiyotik ilaçlar kullanılmalıdır. İleriki yaşlarında düzenli aralıklarla kardiyolog ile görüşmeli ve ritim bozukluğu açısından takipleri gerçekleştirilmelidir. Hastalar belirli aralıklarla doktor kontrolüne giderek hastalık öyküsünün ilerleyişi hakkında bilgi almalıdır.